Yağmur Suyu Hasadı

Yağmur Suyu Hasadı2019-08-21T17:53:42+03:00

Bulunduğumuz bölgede ve gezegenimiz ana karasının 2/3’ü dönemsel yağışlar alır. Bir başka deyişle yağış miktarı yüksek olsa bile düzenli değildir. Bu nedenle yılın bir dönemi aşırı yağışlı iken diğer yarısı kurak geçer.

İklim koşullarının aşırı uçlara kaydığını küresel çapta deneyimlediğimiz bu dönemi iklim değişikliği veya sera gazları gibi etki etmemiz güç görünen veya bizi çaresiz hissettiren tanımlamalara kaymaktansa, ilkokulda henüz öğrendiğimiz su döngülerinin dengesini hatırlayabiliriz.

Bu su döngüleri hava buharını denizlerden ve karadan tekrar buharlaştıkları bölgeye veya daha uzaklara taşırlar.

Anakaraya düşen bu su miktarının denizlere ulaşmadan önce anakarada ne kadar kalabildiği ise su döngüsünün düzenine, dolayısıyla da yağış rejiminin düzenli veya düzensiz olmasına etki eder.

Bu noktada insan toplulukları olarak yönettiğimiz hayvan hareketleri ve tarımsal faaliyetler başta olmak üzere her türlü eylem anakara üzerindeki vejetasyona etki eder. Bu vejetasyonun gelişmişliği de yağışların anakarada kalmasını doğrudan etkileyeceğinden, insan faaliyetlerinin su döngüsü üzerinde büyük etkisi olduğunu gösterir.

Yağmur suyu hasadı sistemleri ve yöntemlerinin uygulanması ve tesisi bir taraftan yıl boyu alınan yağışları daha iyi depolamamıza ve arazi verimliliğimizi beslememizde bir araç olurken, bir yandan da iklimi dengeleyebilecek etkide bulunmamıza olanak sağlar.

Kurak dönemde su yetersizliği nedeniyle strese giren tarımsal ürün veya her türlü vejetasyon desteklenirken, bu bitkileri tüketen canlı topluluklarının da yaşamsal ihtiyacını karşılamış oluruz.

Sadece Potlak Onarım Uygulama arazisi üzerine her yıl yaklaşık 21 bin ton yağış düşmekte!

Bu yağış miktarının etkin yağış olarak alınması ise uyguladığımız yağmur suyu hasadı yöntemleriyle her yıl daha da artıyor.

Bu uygulamalarla yeraltı ve yerüstü mekanik su depolama yöntemlerine ihtiyacımız her geçen gün azalıyor ve toprak tuzluluğu, aşırı buharlaşma gibi üretime olumsuz etkileri olan sorunlara daha az maruz kalırken, bir yandan esneyebilir sistemler geliştiriyoruz.